Düdüklü Tencere Etkisi

(Yazarı sesli dinlemek için tıklayın.)

Geçtiğimiz son üç dört ay, yer kürede yaşayan herkes için ayrı anlam içerdi; farklı amaçlara hizmet etti; ve herkes bu evreyi değişik şekilde deneyimleyerek, kendine türlü mesajlar çıkardı. Bir yandan endişe verici, diğer yandan değerli kazanımlarla dolu bir dönem oldu… Aynı zamanda her şeyin çok hızlı geliştiği, olguların olgunlaştığı, değişimin alışık olduğumuz hızdan öte bir şekilde cereyan ettiği, bizlerin de hızla adapte olduğu bir zaman dilimi diyebiliriz. Şubat-Mayıs 2020 döneminde yaşananlar tarih sayfalarında (internet sayfaları desek daha yerinde olacak) çokça yer alacak; romanlara, şiirlere, şarkılara, sinema ve tiyatrolara konu olacak…

Peki ya, neler oldu bu 4 ayda? Geriye doğru baktığınızda neler görüyorsunuz? Hayatınızda neler değişti; neler aynı kaldı? Ne tür yeni alışkanlıklar kazandınız? Bilerek “kazandınız” diyorum, çünkü eriştiğimiz her yeni alışkanlık, ister zoraki ister bilinçli, esasında bir kazanımdır. Herkeste olduğu gibi, kendimde ve dünyada müthiş bir değişim ve dönüşüm gözlemliyorum… Yeni dünya düzeni eskisinden oldukça farklılaşacağı yönünde… Nelerin bizi beklediğinden çok, bu dönüşüm sürecin nasıl gerçekleştiğine dikkat çekmek istiyorum… Bu sürece “Düdüklü Tencere Etkisi” diyorum.

Neden düdüklü tencere etkisi diye sorguluyorsanız, sizi bir yolculuğa davet ediyorum… Kendinizi bir nohut taneciği olarak hayal edin… Küçük, sert, ve sağlam… Annenizin mutfağında, sıcacık kavanozun içinde kardeşlerinizle huzurla yaşam sürüyorsunuz… Günlerden bir gün, anneniz sizi ve kardeşlerinizi bir avuçla, olduğunuz yerden çıkarıyor ve sonuna kadar suyla dolu bir kaba koyuyor… Sıcacık suyun içinde, zamandan habersizce, keyifle uyuyor, bir yandan da şişiyor, yumuşuyor, rehavete eriyorsunuz… Adeta sauna banyosu etkisiyle, kabuk atıyorsunuz… Yenileniyorsunuz… 10-12 saat sonrasında, kendinizi yanan ateş sıcaklığında bir kapta buluyorsunuz; orada iyice şişiyor şişiyor, yumuşacık bir kıvam alıyorsunuz… Takribi 14 saatte, anneniz, sizi taştan farksız kupkuru bir nohut taneciğinden, lezzetine doyum olmayacak bir besin kaynağına dönüştürüyor…

Nohut taneciğinin başına gelen, çoğumuzun hayatında, ani bir olay olmadığı koşulda, deneyimlediği değişim ve dönüşümle aynı… Ağır ağır yaş aldığımız gibi, fikirlerimiz, alışkanlıklarımız, hayattan aldığımız zevklerimiz, veya günlük iş yapış şekillerimiz göreceli hızda, hayatın akışıyla birlikte değişiyor… Aslında, “değişiyordu” demek daha yerinde olacak… Covid-19 hayatımıza girene kadar!

Covid-19 ile ne oldu? Düdüklü tencere etkisiyle her şey hızlandı… 14 saatlik işlem 1 saate indi; nohut taneciği basınç içinde hızla kendini ortama ayak uydurdu, şişti, kabuk attı, ve yeme kıvamına geldi. Hiç biri basınca direnç gösteremedi; yoksa patlardı! Bizler ve dünya düzeni de, aynı o nohut taneciği gibi, 2-3 senelik değişim-dönüşüm sürecini dört ayda aştık… şartlar gereği kabuk atıp yumuşadık… alıştıra alıştıra geçecek olan süreci, hızla ileri sarılmış şekilde yaşadık… hepimiz, eksiksiz, sürecin getirdiklerine ve hızına ayak uydurduk… Özetle, istesek de istemesek de, direnmeden, anın getirdiği değişimle beraber dönüştük…

Düdüklü tenceremden çıkma halindeyken, kendimce çıkarımlarım var… “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” der Herakleitos. Değişimin olduğu yerde dönüşüm de kaçınılmazdır! Aynı zamanda, biliyoruz ki, “gelecek” bir gün gelecek… Ama bu sefer, Covid-19 ile, “gelecek” çok daha hızlı, beklenmedik ve şaşırtarak geldi… Düdüklü tencere etkisiyle başımıza gelen süreci incelerken, düdüklü tencerenin kendine değil de, bizde yarattığı etkidir önemli olan… O nedenle, nohut taneciklerinin geçirdiği deneyime odaklanmalıyız… yapısına, yaşadıklarına, duygularına, güvensizliğine, korkularına, sıcaklık ve huzur bulduğu unsurlara bakmalıyız… ve belki de kabından çıktığında karşılaşacağı yeni ortama göz atmalıyız. Kanımca, ancak böyle bir bakış açı, geçirmekte olduğumuz değişim ve dönüşümü destekleyecektir… süreci kolaylaştıracaktır… ve bize nahoş gibi görünen yolculuğu hoş kılacaktır… Yolun getirdiği her tür güzelliği daha canlı, daha erişilebilir ve daha anlamlı hale getirecektir.

İyi yolculuklar…
Dr. Shirli Ender Büyükbay / 17 Haziran 2020

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir